Gün geçmiyor ki Türkiye’nin bir köşesinden tabiat katliamı haberi gelmesin.
Muğla Milas’ta sokağa çıkma yasağı fırsat bilinerek, İkizköy Termik Santrali için çam ormanlarının kesilmesi için harekete geçildi. Günlerdir ormanlarını korumak için köylüler, her türlü cezayı göze alarak kesim için gelen araçların önünde nöbet tutuyor.
Global iklim krizinin alarm verdiği, koronavirüs üzere salgınlarla sarsılan dünyada, karbondioksit salınımının en üst düzeyde yaşandığı termik santral için orman katliamı kapıda. Üstelik ormanların kesildiği yer Bodrum, Milas, Didim, Marmaris ve Datça üzere Türkiye’nin turizm merkezlerinin tabanında. Termik santralin kapatılacağına daha da büyütüldüğü yer, bacasız sanayi turizmin dünyaca ünlü merkezlerinin tabanında.
Avukat İsmail Hakkı Atal, termik santralin kapatılması için açtıkları davanın devam ettiğini, yürütmenin durdurulması için tekrar başvuracaklarını belirterek, “Ormanın kurtulması için çaba ediyoruz” dedi.
Bölgede 1979 yılından bu yana faaliyet gösteren termik santrallere yakıt sağlamak maksadıyla, 15 kilometreye kadar uzanan açık ocak linyit madenleri bulunuyor. ÇED’den muaf tutulan madenler nedeniyle binlerce dönüm kara çam, kızıl çam ormanları yok edildi; tarım alanları ve zeytinlikler tarumar edildi.
VATANDAŞ GAYRET EDİYOR
2014 yılında özelleştirmeyle birlikte Yeniköy ve Kemerköy Termik santralleri ile birlikte özel kesime devredilen linyit madeninde, ÇED almadan kapasite artırımı yapılıyor. Maden, etraftaki köylerin ömür alanlarına, ormanlara göz dikmiş durumda. Köylüler “artık kâfi” diyerek direniyor. Maden şirketi, iki yıldır İkizköy’ün Akbelen mevkiindeki 600 dönümlük yaşlı ve doğal kızılçam ormanının da madene katmak için kesmeye çalışıyor.
Termik santralleri işleten YK Güç, İkizköy ve Karacahisar’da köylülerin tarla ve zeytinliklerini de kamulaştırmaya uğraşıyor. Fakat başta İkizköylüler olmak üzere, yöre halkı yerlerini şirkete satmamak ve kamulaştırılmasına da mahzur olmak için 2 yıldır şiddetli bir gayret yürütüyor.
İbrahim Gündüz