İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Karadeniz vilayetlerine yönelik bayram ziyaretleri yaptı.
Ekrem İmamoğlu’nun bayram seyahatine Gazeteci Müellif Ertuğrul Özkök de katıldı.
Sabah gazetesi, İmamoğlu seyahatine katılması nedeniyle Ertuğrul Özkök’ü amaç alan bir haber yayınladı.
Geziyi izleyen Gazeteci Müellif Ertuğrul Özkök, Tansu’ya Mektuplar dizisinde, bu seyahate ait Sabah gazetesi muhabiriyle ortalarında geçen diyaloğu kaleme aldı.
İşte o yazı:
DÜN SABAH GAZETESİ İLE ARAMDA GEÇEN YAZIŞMAYI AÇIKLIYORUM
Olay motamot şöyle oldu.
“Olay” diyorum, zira artık bir gazetecilik konusu değil bir gazetecilik olayı haline gelmişti.
Dün öğlen saatlerinde Sabah gazetesinden bir muhabir arkadaşımız aradı.
Muhabir arkadaşımızın ismini vermiyorum zira çok düzgün biliyorum ki bu olay onun olayı değil. O nedenle onun isminin ilerde bu türlü bir şeyle anılmasını istemem. Ona haksızlık olur.
Şahidim, o gazeteci olarak gerekeni yaptı.
HAVALANINA GİRERKEN SORULAN BİRİNCİ SORU
Bana şu soruyu sordu:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz seyahatine nasıl davet edildiniz?”
Tam o sırada Bodrum’a gitmek üzere havalimanına giriyordum, yanıt veremedim.
BİRİNCİ SORUYA VERDİĞİM YAZILI KARŞILIK İSE ŞUYDU
Biraz sonra yazılı olarak şu karşılığı verdim:
“Geçmişte Sayın Erdoğan başbakan olarak beni Amerika seyahatine nasıl davet ettiyse; Başbakanlığı periyodunda mahallî seçim için İzmir’e özel uçakla giderken nasıl davet ettiyse, Pandemi’den evvelki 29 Ekim’de Külliye’ye nasıl davet ettiyse; Atatürk Kültür Merkezi’nin açılışına nasıl davet edildiysem; Kültür ve Turizm Bakanı çeşitli seyahatlerine nasıl davet ettiyse; son lokal seçimde AKP’nin İstanbul, Ankara, İzmir büyükşehir belediye lider adayları nasıl davet ettiyse, Beyoğlu Belediyesinin son iki lideri birçok yemek ve merasimine nasıl davet ettiyse motamot o denli davet edildim. Yani şöyle oldu: “Belediyenin basın ofisinden aradılar davet ettiler ben de bir gazetecilik fırsatı olarak görüp kabul ettim.”
BİRAZ SONRA ASIL SORU GELİYOR
Biraz sonra yazılı olarak şu soru geldi:
“Gezinin masraflarını kim karşıladı?”
Ben de şunu yazdım:
“Geçmişte ve bugün bakanların, AKP’li belediye liderlerinin özel uçaklarla seçim bölgelerine, yurtdışına yaptığı çeşitli seyahatlere katılan gazetecilerin masraflarını kimin karşıladığını sorarsanız, sorduğunuz sorunun karşılığını öğrenip seve seve size yanıtını veririm.”
ONLARA DA SORARIZ LAKİN ARTIK SİZE SORUYORUZ
Muhabir arkadaşımız buna karşılık şunu yazdı:
“Onlara da sorarız ancak artık size soruyoruz.”
Yanıtım şu oldu:
“Ama bugüne kadar sormadınız. Üstelik sormak o kadar güç değil, çabucak öğrenebilirsiniz. Yapacağınız iş gazetenizin binasında bir kat çıkıp üst kattaki yöneticilerine köşe yazarlarınıza sormak. Çabucak sorun yanıtını alın ben de çabucak sorup karşılığını alır size veririm.”
Muhabir arkadaşımız “Ama onlar devlet vazifesi yapıyor. Siz soruma karşılık vermiyorsunuz” deyince ben de şunu yazdım:
“Hayır yanıtını öğrenip vereceğim fakat sıramı bekliyorum. Evvel birinci seyahatlere giden karşılık verecek, sonra son giden. Siz bunu yapın, ben de sorup öğreneyim. Böylelikle Türkiye’de hem siyaset hem mahallî idareler için çok yararlı bir tartışmayı başlatırız.”
YAZIŞMA BU, GAZETEDE ÇIKAN HABER İSE ŞU
Evet muhabir arkadaşımızla ortamızda geçen yazışma motamot böyleydi.
Pekala, sonraki gün Sabah gazetesi ve internet sitesinde çıkan haber neydi:
Başlığı şu:
“İmamoğlu’nun Karadeniz seyahatinin faturası Ertuğrul Özkök’e çıktı.”
Başlıktaki ironiye farkettiniz mi? Âlâ de fatura bana çıktıysa mantıken hesabı ödeyen de ben olmuyor muyum?
Neyse fazla ısrar etmeyeyim. O başlığı atan irade artık bunu da ciddiye alıp başlık yapar.
O başlığın altında verilen haber de şundan ibaretti:
“Ertuğrul Özkök beni İstanbul Büyükşehir Belediyesinin basın ofisinden davet ettiler.”
Altında da şöyle bir cümle:
“Ertuğrul Özkök ısrarlı sorularımıza karşılık vermedi.”
ISRARLI SORULAR VAR ISRARLI YANITLAR YOK
Pekala siz yalnızca ısrarlı soruyu yazdınız.
Ben de ısrarlı yanıtlarımı yazdım.
Artık var mısınız daima birlikte el ele verip, memlekete büyük yararı olacak bu işe girişmeye…
Bundan bu türlü benim ısrarlı sorum da işte bu olacak…
Tahminen bu sayede ülkemize fahir, adil, eşit ve demokratik bir seçim yarışı nizamı getirebiliriz.
Ne dersiniz…
YAZMADIĞIM SON CÜMLE İSE ŞUYDU
Tabi yazmadığım şu cümlemi de fırsattan istifade şuraya ekleyeyim. Geçen Mart ayında TBMM’ye Cumhurbaşkanının seçimlerde devlet uçakları dahil bütün devlet imkanlarını kullanabilmesine müsaade veren bir kanun teklifi verildi.
Fırsattan istifade tahminen onu da tartışırız.
Ertuğrul Özkök
