30 Temmuz’da Ankara’nın Çankaya ilçesinde bulunan Türkmen Alevi Bektaşı Vakfı Genel Merkezi’ne 14.33 sularında atak olmuştu.
Ardından Mamak ilçesinde bulunan Şah-ı Merdan Kültür Konutları Yaşatma Derneği ile Ana Fatma Cemevi’ nde de art geriye birebir kişi tarafından yeni ataklar gerçekleşmişti.
Saldırılar sonrası yakalanan Ahmet Ozan K., Çankaya Türkmen Alevi vakıf sekreteri Keyifli Aydın’ı (44) darp ederek yaralamıştı.
Tedavisi biten ve konutunda dinlenen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Merkez sekreteri Keyifli Aydın’ı dinlemek ve geçmiş olsun demek için kapısını çaldık.
Saldırının akabinde birinci kere meskeninde ziyaretçi kabul eden Aydın, şoku atlatamadığını belirtti.
Daha evvel de birebir binada çalıştığını, uzun müddettir tanıştığı Vakıf Lideri Özdemir Özdemir’in ısrarı ile 6 ay evvel sekreter olarak işe başladığını da eklerken, şu ana kadar ne binada ne de vakıfta bu biçim bir şey yaşanmadığını anlattı.
Saldırıya uğrayan Memnun Aydın, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Olay günü her zamanki üzere sabah 09.30′ da gelip vakfı açtım. 14.30 üzere kapı çaldı. Biz “kim o?” demeden kapıyı açarız, zira burası bir STK ve herkese de kapımız açık. Karşımda en fazla 25 yaşlarında bir genç duruyordu; burada ibadet yapılıp yapılmadığını sordu. Ben de pandemi münasebetiyle kapalı olduğunu; ancak şayet ibadet için soruyorsa, Sıhhıye’de bir cemevi olduğunu söyleyip yerini tanım ettim. İnternetten burayı bulduğunu söyleyerek Özdemir Başkan’ı ismen sordu. Sonra gitmek için atılım yapar üzere oldu, ancak apansız beni sol omzumdan tutup kapıdan içeriye itti” saklı polisim ben, sesini çıkarayım deme, seni öldürürüm.”
BAĞIRMAYA BAŞLADIM
“Ne oluyor dememe kalmadan çeneme yumruk yedim; sağ dizime de tekme. Sağ elindeki kesici aleti o anda gördüm.” açıklamalarına şöyle devam etti:
“O arbede halindeyken bağırmaya başladım.
Biz giriş kattayız, üstten gelen asansörü ve ayak seslerini duymaya başladığı an kaçtı, gitti.” biçiminde aktarırken, olaydan sonra bıçaklandığının farkına bile varamadığını, iki büklüm telefona sarıldığını hatırladığını söyledi.
Gelen komşulardan biri mavi bluzunda ve ellerinde kan olduğunu söylediğinde, kesici aletle sağ göğsünün altından yaralandığını anlamış.
Polis ve ambulans 15 dakika sonra gelmiş ve emniyette saldırganı da nasıl yaralandığını da kameradan seyretmiş.”
“ÖLDÜREBİLİRLERDİ”
90 santimetre uzunluğunda, yaklaşık 50 civarı zülfikar sipariş ettiklerini kaydeden Memnun Aydın şunları söyledi:
“Onları da yeni teslim almıştık, kutular halinde kapının arkasına yığmıştım.
Onlar şayet açıkta olsaydı, ki çok keskinler; beni bıçaklayıp öldürebilirdi.. ayrıyeten beni içeri ittikten sonra sesim duyulmasın diye kapıyı tekrar kapatamadı, zülfikar paketleri pürüz oldu ve kaçıp gitti.”
Muharrem ayının birinci gününe denk gelen bu olayda, alevi kültüründe çok pahalı olan bayana yönelik bu türlü bir akın yapılmasının ayrıyeten çok üzücü olduğunu da belirten Vakıf Lideri Özdemir ve öteki çalışanlar, basının olaya bu biçimde bakmamasından ve genel olarak yalnızca cemevi saldırısı vurgusu yapılmasından ötürü hüzünlü olduklarını da belirttiler.
Özlem Kalkan
Odatv.com
